Okulumuz anasınıfı 48-66 aylık çocuklara eğitim verilmektedir.2012_2013 Eğitim Öğretim yılında sabahçı öğlenci toplamda 35 öğrenci bulunmaktadır. Çocuklarımızın Psiko-montor, Sosyal-Duygusal, Dil, Bilişsel, Öz bakım Alanlarında eğitim görebilecekleri uygun eğitim ortamlarında eğlenerek öğrenebilecekleri faaliyetlerimiz vardır.
Erken çocukluk eğitimi, doğumdan on yasına kadar çocukluk dönemi eğitimini kapsayan bir süreçtir. Ülkemizde okul öncesi eğitim olarak adlandırılan 48-72 aylar arası eğitim, erken çocukluk eğitiminin çok önemli ve kritik bir bölümünü içermektedir.
İnsanoğlunun tüm yasamı göz önünde bulundurulduğunda bazı yasam dilimlerinin, psikolojik ve fizyolojik gelimseler açısından daha kritik dönemler olarak ele alınması gerektiği bilinmektedir. Örneğin, 0-6 yaslar arasını kapsayan okul öncesi yılları; kişiliğin oluşumu ve sekilenmesi, temel bilgi ve beceri ve alışkanlıkların kazanılması ve geliştirilmesinde ileri yıllara olan etkisi nedeniyle, yasamın en kritik dönemlerinden biridir. Çocuğa erken yaslarda sağlanacak deneyimlerle elde edilecek temel bilgi, beceri ve alışkanlıklar, çocuğun daha sonraki örgenim yaşamının yani sıra sosyal ve duygusal yaşamını da biçimlendirecek güçtedir. Tesadüflere bırakılmayacak kadar ciddi, bilimsel ve sistematik bir organizasyon ile yönlendirilmesi gereken okul öncesi eğitim hizmeti, tüm eğitim sisteminin en can âlici basamağıdır.
Okul öncesi eğitimi gerekli kılan toplumsal bir olgu da, çocukluk yaşantılarındaki farklılıklardır. Yetersiz bakim, sağlıksız çevre koşulları ve ekonomik güçlükler pek çok çocuk için risk teşkil etmektedir. Erken çocukluk gelişim ve eğitimine yapılan yatırımlar yoksulluk, sosyal eşitsizlik ve cinsiyete bağlı ayırımlar yüzünden dezavantajlı sayılan çocuklara iyi bir başlangıç vererek bu eşitsizliğin giderilmesine yardımcı olabilmektedir.
Okul öncesi eğitim, çalışan annelerin çocuk yetiştirmekte karsılaştıkları güçlükleri de asmada destek sağlayabilmektedir. Okul öncesi eğitim kurumları çalışan annelerin sorumluluklarını günün belli saatleri içinde üstlenerek, bir yandan annenin isinde verimli olmasına katkı sağlarken, diğer yandan çocuğun yetersiz koşullarda zedelenmesini önlemektedir. Kadının güçlenmesi ve toplum içinde üretken olmasında, okul öncesi eğitim kurumlarının katkısı önemlidir.
Okul öncesi eğitim kurumları, çocuğun kültürel değerlerini özümsemesine yardımcı olmaktadır. Sıklıkla kullanılan "çocuklar bizim geleceğimizdir" söyleminde, sosyal ve ahlaki değerlerimizin nesilden nesile geçişinde çocuğun rolü vurgulanmaktadır. Bu değerler okul öncesi dönemde yerleşmeye başlamaktadır. Tüketim, rekabet, şiddet ve bencilliğin yoğunlaştığı günümüzde işbirliği, fedakârlık ve birlik gibi temel değerlerin erken çocukluk döneminde yerleşmesine önem verilmelidir. Çocuklar bizim geleceğimiz ise, değişiklikleri ve ayni zamanda devamlılığı sürdürecek olan da onlardır. Onlara erken yaslardan itibaren gelişimlerini en verimli şekilde gerçekleştirebilecekleri ortamları sağlamak da biz yetişkinlerin görevidir.